PROSTAT KANSERİ
Prostat kanseri prostatı oluşturan hücrelerin kontrolsüz bir şekilde, gerekmediği halde çoğalmasıdır.
Şekil 1 : Normal prostat dokusu ve içerisinde kanser gelişmesinin şematik görünümü.
Dünyada erkeklerde en sık görülen kanser türüdür.Yaşlı erkeklerin hastalığıdır. Yaş ilerledikçe sıklığı artar.
Prostat kanserli hastaların çoğu kanseri ile yaşamakta daha çok kalp damar hastalıklarına bağlı ölmektedir. Bir çok prostat kanseri hasta için hiç belirti vermeyen ve önemsiz olmakla birlikte diğer grup hastalarda çok geç tespit edilirse veya tedavi edilmezse önemli ölçüde tıbbi sorunlara ve ölüme yol açabilmektedir. Bu yüzden erken tanısı önem kazanmaktadır.
Ailede pozitif prostat kanseri öyküsü olan kişilerde risk artar. Prostat kanseri riskini yağlı beslenme, kırmızı et, hayvansal yağ alımı arttırırken, balık tüketiminin artışı riski azaltmaktadır. Diyette domates ve ürünlerinin, selenyum, omega-3 yağ asitleri ve E vitamini alınmasının koruyucu olduğu, D vitamini ve kalsiyumun ise riski arttırdığı gösterilmiştir. Sağlıklı bir yaşam tarzı (sigara içmemek, domates ve balıktan zengin diyet, sağlıklı kiloyu korumak, düzenli fizik aktivitede bulunmak) kanserden ölüm riskini azaltmaktadır. Düzenli ve sık cinsel ilişkide bulunmak prostat kanser riskini azaltmaktadır.
Erken evrede belirti vermez. İlerler, büyürse iyi huylu prostat büyümesi gibi idrar yapma zorluğu şeklinde şikayetlere yol açar (Şekil 2).
Şekil 2 : Solda normal prostat, sağda oldukça büyümüş idrar yolunu kapatmış prostat.
Bel, sırt, kalça ağrılarına yol açar. Fakat unutulmaması gereken nokta prostat kanserinin erken dönemde hiçbir belirti vermeyebileceği ve sadece muayene ve tetkikler sonucu anlaşılabileceğidir. Bu yüzden prostat kanserinin erken tanısı çok önemlidir. Hiçbir şikayeti olmasa da akrabalarında prostat kanseri olanlar 40, diğerleri 50 yaşından sonra yılda bir kez ürolojik muayeneden geçmeli ve kanda tümör göstergesi olan PSA’ya bakılmalıdır.
Kanda normal PSA değeri 4’ün altındadır. Her PSA yüksekliği kanser anlamına gelmez. İyi huylu prostat büyümelerinde, prostat iltihaplarında, verem hastalığında, sistoskopi gibi prostatın içinden metal aletlerle geçilerek bakılmasında ve uzun süreli bisiklete binenlerde de yüksek çıkabilir. Kanda PSA baktırmadan önce 2 – 3 gün cinsel perhiz yapılmalıdır. Ayrıca prostat küçültücü ilaç kullananlarda PSA değeri yarıya düşmektedir. Yıllık PSA takibi de önemlidir. Normalde PSA yılda en fazla 0,75 ng/ml artış gösterir. Hızlı bir artışda kanser riski artmaktadır. Hızlı bir yükselişte prostat enfeksiyonu akla gelmelidir. Kan PSA değerleri 4 ile 10 arasında olanlarda serbest PSA yüzdesine bakılmalı %25’in altında ise biyopsi düşünülmelidir.
Makattan muayene ile prostatta tümöral sertlik olup olmadığı muayene edilmelidir. Şüphelenilir ise iğne biyopsisi ile doğru tanı konulmalıdır.
Şekil 3 : Prostatın parmakla makattan muayenesi ve ultrasonografi altında biyopsi alınması
Prostat iğne biyopsisi genelde makattan ultrasonografi eşliğinde lokal anestezi ve antibiyotik koruması altında yapılır. Biyopsiden sonra idrarda ve makattan kanama sık görülür ve geçicidir, en fazla 2-3 hafta sürer.
Son günlerde multiparametrik MR ile kanserli bölgelerin yüksek ihtimalle belirlenmesi söz konusudur (Şekil 4). PIRADS 1 ve 2 kanser yok, 3 şüpheli 4 ve 5 ise muhtemel yüksek dereceli kanseri işaret etmektedir. Eğer ilk biyopsi negatif ve kanser şüphesi devam ediyorsa füzyon MR biyopsi yöntemi kullanılabilir.
Şekil 4 : Multiparametrik MR görüntüleme ile prostat kanseri veya şüpheli alanların belirlenmesi.