PROSTAT İLTİHABI :
Prostat dokusuna komşuluk veya kan yoluyla gelen bakteriler tarafından oluşturulur. Bazen mikrobik olmayan iltihaplar da söz konusudur. Özellikle genç erkeklerde belirtileri benzer olduğundan yanlışlıkla prostat büyümesi zannedilir. Olayın ilk akut döneminde idrar yapamama veya zor yapma, sık idrara çıkma, halsizlik, yorgunluk, ateşlenme, apış arasında ağrı, bazen bir iki damla kan meydana gelir. Prostatın makattan dikkatli muayenesi ve yapılan idrar ve röntgen tahlilleriyle tanı konur. Tedavide yatak istirahati, uygun antibiyotik, ağrı kesici, serum verilir.
Prostat iltihabı iyi tedavi edilmezse kronikleşebilir, müzminleşebilir. Bu durumda tedavisi daha zordur.
Şekil 1 : Prostatta normal ve kronik iltihaplı dokunun şematik görünümü
Prostat iltihabından korunmak için önlem olarak soğukta kalmamak, yazın ıslak mayoyla dolaşmamak, düzenli aralıklarla prostat salgısını boşaltmak, kabız kalmamak, sürekli makat üzerine oturmamak gerekir.
KRONİK PROSTATİT :
Kronik prostatit olarak bilinen hastalık tablosu, günümüzde “prostatit sendromu” yada “kronikpelvik ağrı sendromu” olarak adlandırılmaktadır. Toplumda kalp veya şeker hastalığı kadar yaygın olup her yüz hastanın dokuzunda görülmektedir. Kronik prostatit hastaların yaşam kalitesini bozan bir hastalıktır. Kronik prostatit geniş bir yaş grubundaki erkekleri etkileyen kronik bir sendromdur. Hastaların çoğu beyaz, iyi eğitimli ve varlıklı kesimdendir. Bununla birlikte düşük gelir grubunda, düşük eğitimlilerde ve işsizlik durumunda belirtiler daha şiddetlidir. Hastalarda idrar yollarında tıkanıklık, ateş, kas ağrıları, azalmış cinsel istek ve sertleşme sorunu , ağrılı meni gelmesi, bel, penis, göbek altı ve makat civarında ağrılar gibi değişik belirtiler ortaya çıkar. Tanı amacıyla hastalardan ön idrar, orta akım idrar, prostat masajı ile alınan prostat salgısı, masaj sonrası alınan idrar ve meni örneği incelenerek mikroskobik inceleme ve kültür yapılmaktadır.
Enfeksiyona yol açan bakteriler , işeme bozuklukları , yüksek basınçlı işemeye bağlı idrarın prostat içine kaçması, enfeksiyon olmaksızın idrarın ve ürat gibi metabolitlerinin prostat kanallarına geçişinin enflamatuar yanıtı ile kronik prostatite sebep olabileceği düşünülmektedir.
Hastaların %95’i hekime başvurduğunda daha önceden bir çok hastane ve doktor gezmiş olup çoğu uzun süreli antibiyotik kullanmıştır. Hastaların çoğunda sebep bilinmemektedir bu yüzden de tedavisi güçtür. Bu nedenle de birçok hastaya şikayetlere yönelik antibiyotik, ödem ve enflamasyon giderici, prostat kaslarını gevşetici, düzenli prostat masajı gibi değişik tedaviler uygulanmaktadır. Tedavide kullanılan antibiyotiklerden bazıları prostata geçebilmektedir ve uzun süreli vermek gerekir. Tedavi etkili olmazsa destek tedavisi denilen biyofeedback, gevşeme egzersizleri, bisiklete binme, yumuşak yere oturma, psikoterapi gibi çeşitli seçenekler denenir.
Kronik prostatit tedavisinin güç ve zor olması nedeniyle günümüzde araştırmalar sorunun tedavisinde yeni tedavi yöntemleri üzerinde yoğunlaşmıştır. Son yıllarda tedavide düşük yoğunluklu vücut dışından şok dalga tedavisi giderek artan oranda uygulanmaktadır.
Şekil 2 : Kronik prostatit tedavisinde düşük yoğunluklu şok dalga tedavisi
Bu nedenle, prostatta kronik enfekte dokular ses dalgaları ile kırılıp bozulmakta, yeni kan damarları oluşturarak ve kan akımında artışı sağlayarak prostat içerisinde yeni dokular oluşturulmaktadır. Böylece verilen ilaçların dokuya nüfuz etmesi sağlanmakta ve tedavide başarı artmaktadır.
Şok dalgaları sürekli iletilen ses dalgalarıdır. Şok dalgası cihazı, tedavi sırasında prostat içine ve çevresine düşük yoğunluklu akustik ses dalgaları (ultrasona benzeyen) vermektedir.. Bugüne kadar, dünyada binlerce hasta şok dalga cihazı ile tedavi edilmiş bulunmaktadır.
Şok dalgası uygulanan alanda hücreleri ve büyüme faktörlerini uyararak o bölgede yeni damar ve doku oluşumuna yol açmaktadır. Prostata uygulandığında kan akımını arttırmakta, 1. aydan sonra yeni damarlarve dokular oluşturmakta etkisini 6.ayda korumakta 2 yıl kadar sürdürmektedir. Hiçbir yan etki ve zararı olmaması büyük bir avantaj olup tedavi tekrarlanabilmektedir. Hastaya en az zarar veren tedavi yöntemidir.
Kronik prostat sorunu için klasik tedavilerden fayda görmeyen hastalar için ideal yöntemdir. Kronik prostatit sorunu olan hastalarda şok dalga tedavi yöntemine ek olarak, aşırı acılı ekşili yiyeceklerden kaçınma, soğuktan korunma, kabız kalmama ve düzenli ilişki ile prostat salgısının meni ile birlikte dışarı atılması da önemlidir.
Tedavi öncesi doktorunuzun verdiği Kronik prostatit semptom indeksinin doldurulması önemli olup tedavi sonrası başarı bu indeksle değerlendirilecektir.
Vücut Dışı Şok Dalga Tedavisinin Güvenliği
Taş kırma cihazlarında kullanılan yüksek yoğunluklu vücutdışı şok dalgaları uzun yıllardır böbrek ve idrar yollarındaki taşların kırılması için kullanılmaktadır. Ortopedik hastalıklarda ise uzun yıllardır orta yoğunluklu vücutdışı şok dalga tedavisi kullanılmaktadır. 10 yıldan uzun bir süredir ise düşük yoğunluklu vücutdışı şok dalgaları kalp hastalıkları tedavisinde, bildirilmiş hiçbir yan etki olmadan kullanılmaktadır. Düşük yoğunluklu vücutdışı şok dalga tedavisi ise ürolojide kronik prostatit dışında sertleşme problemi, penisde ele gelen sert plakların tedavisinde de kullanılmaktadır. Bugüne kadar bildirilen hiçbir yan etki olmamıştır. Tedavi sırasında, tedavi bitiminde hemen kaybolan hafif karıncalanma hissi duyabilirsiniz.
Bu tür tedavilerden fayda görmeyen hastalarda ultrasonografi eşliğinde prostat içerisine girilen iğne yardımıyla değişik ilaçların karışımı veya botox da verilebilmektedir.
Şekil 3 : Ultrasonografi eşliğinde prostat içerisine iğne ile ilaç veya botox uygulanması
Tüm bunlara rağmen şikayetleri geçmeyen hastalarda iyi huylu prostat büyümelerine yapılan kapalı TUR prostatektomi ameliyatı uygulanabilir.
Şekil 4 : Tüm tedavilere rağmen şikayeti geçmeyen hastalarda TUR prostat ameliyatı